30.11.2010

Kolay çabuk Poğaça

Pazar Kahvaltı soframda yer alan bu mini ve nefis poğaçaları yapmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.Hele peynir yemeyen çocuklar için harika bir tarif oldu.

Çocuklarınızın beslenmelerine de koyabilirsiniz. Haydi mutfağa çay olana dek poğaçalar hazır

Pufuduk Mini Kahvaltılık Poğaça

1 çay bardağı Yonca sıvıyağ

1 çay bardağı yoğurt

1 adet yumurta beyazı içine sarısı dışına

1 adet kabartma tozu

150 gr beyaz peynir

Aldığı kadar un .

Hazırlanışı:

Tüm malzemeler katılıp kuvak memesi kıvamında bir hamur elde edilir.

Ufak ufak parçalar alınıp yumvarlanır.

Yağlanmış tepsiye yada yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir.

üzerine ayırdığımız yumurta sarısını sürüp istenirse üzerine susam ve çörek otu ilave edilip önceden ısıtılmış fırında üzeri ve altı kızarana dek pişirilir.

Afiyet olsun..

29.11.2010

Pazar Kahvaltı Sofrası

Günaydın sevgili dostlar ve sevgili blog ziyaretçilerim..

Hepinize güzel bir hafta dileyerek söze başlamak istiyorum.

Şükürler olsun bugün iyiyim.Geçen hafta hasta olduğumu horhor çeşmemin durmadan aktığını söylemiştim.Şükür aldığım ilaçlar ile daha iyiyim bugün .Geçmiş olsun dileklerinizden ötürü hepinize tek tek teşekküre geleceğim ..

Hafta sonu güzel bir buluşma yaptık uzun zamandır görüşmediğimiz blog dostları ile ilerleyen günlerde onların resimleri ile karşınızda olacağım Biraz meraklanın , gene nasıl bir organizasyon yaptık diye :=))

Sözü fazla uzatmadan bu güzel pazar kahvaltısından bahsetmek istiyorum. Tuzbiber dergisinin KAsım ayı sayısı için hazırlandı .Eşimin kuzeni ve eşi için ufak bir pazar kahvaltı sofrası oldu.

Soframızda çok fazla bir şey yok ama önemli olan gönlümüz bir olsun değil mi ?

Gelelim soframızda neler vardı .Tarifler en kısa zamanda yayınlayacağım.

Tarifi daha önce arşivimde olan tatları renkli yazacağım..

Patlıcanlı Kırmızı biber Püresi

Nefis bir kahvaltılık püre oldu mutlaka denemelisiniz vazgeçemeyeceksiniz..

Pufuduk Mini Kahvaltılık Poğaça

Özellikle çocuklara yönelik yapıldı biz çok beğendik sizde çok beğeneceksiniz tarif için tıklayın

Tepside Kolay Tavuklu Börek

Tavuklu böre tavuk severlerin beğeneceği harika bir börek olsun tarifi

Peynir çeşitleri

Reçel çeşitleri

25.11.2010

Derder Pilavı

Günaydın sevgili blog ziyaretçilerim ve izleyenlerim ..

Bugün hiç keyfim yok üstünüze afiyet grip oldum .Şarıl şarıl akan horhor bir çeşmeye sahibim ...

Her yanımda ağrıyor sanırım Kastamonu havası çarptı beni .

Aldığım ilaçların etkisi ile sürekli uyuklama halindeyim.

Havalar çok kötü ve inanılmaz grip salgını varmış dostlar aman dikkat edin..

Bugün sizlere daha önce Akşam yemek Masamda yer alan Derder Pilavı tarifini vermek istedim.

Bu pilav aslında sevgili Ayşe Tüter'e ait bir tarif kendisine bir kez daha teşekkür ederim bu muhteşem lezzeti bizlerle paylaştığı için..

Bu arda İstanbul da bu hafta sonuna dek lodos olacak aman baş ağrılarına dikkat diyor hepinize güzel günler diliyorum

Sevgilerimle

Derder Pilavı
Malzemeler :

1 su bardağı Pilavlık bulgur
1 su bardağı haşlanmış ve suyu süzülmüş yeşil mercimek
2 adet kuru soğan
2 adet yeşil biber
1 adet domates (süslemek için)
1 kahve fincanı Yonca Mısır Yağı
3 yemek kaşığı Yonca rendelenmiş domates
Tuz
Karabiber
maydanoz (süslemek için)

Yapılışı:

Soğanı küp küp doğrayın.Yağı tencereye alıp kızdırın.Soğanı kavurun.

Yeşil biberi ekleyin bir süre kavurun.

Domates rendesini ialave edin.

Bulguru yıkayın.tavaya ekleyin.yeşil mercimeği de ekleyip 2,5 su bardağı su ekleyin.

Tuz ve baharatını ilave edip kısık ateşte suyunu çekip bulgurlar pişene dek pişirin. Dinlenmeye bırakın

Dinlenen pilavı servis tabağına alıp domates ve maydanoz ile süsleyerek servis edin .

Afiyet olsun .

24.11.2010

Kastramonu ve Yeniden Merhaba..

İstanbul Gibisi Yok...

Şükürler olsun İstanbul'dayım şükürler olsun evimdeyim ..

Şükürler olsun bloguma yeniden yazabiliyorum.

Ne kadar zormuş teknolojinin olmadığı bir yerde zaman geçirmek

Bildiğiniz gibi bayram tatili nedeni ile 9 günlük tatilimi eşimin memleketi olan Kastamonu'nun Pınarbaşı ilçesinin Armanas ve Esentepe (Kahveci ) köyünde geçirdim....

Daha önceki yazımda bahsetmiştim orada telefon çekmiyor teknolojiden uzak bir köy diye..

Düşünüyorum da teknoloji hayatımızı nasılda etkiliyor .Eskiden telefon yokken bilgisayar yokken ne yapıyorduk ..İnanın bana çok zor geldi bu birkaç gün..

Havası doğası güzel bir yer olmasına karşın yinede benim için zor bir hafta oldu.

Yumuşak ortopedik yataklardan sonra sedir üzerinde uyumak beni çok zorladı.

Eşimin babasının dedelerinin evi bu aşağıda gördüğünüz resim tam 150 yıllık bir evmiş tamamen tahtalardan yapılmış.

Aklım almıyor çivi bile çakılmamış koca koca kütükleri oyup iç içe geçirmişler .sonradan beton çıkınca böyle betonla da düzenlemeye çalışılmış :=).

Orada ne kadar geç yatarsanız yatın sabahın 7 de dinç olarak uyanıyorsunuz.

Evleneli 8 yıl olmuş ve ben hala eşimin asıl memleketi olan Kastamonu'yu görmemiştim kısmet bu seneyeymiş.Gerçi bir daha ne zaman giderim bilemem ama doğası beni büyüledi.ama sadece doğası :=)

Kastamonu da yüz yüze tanışmak istediğim dostlarım bu seferlik beni affedin çok üzgünüm olmadı gelemedim sizlerin yakınınıza..

Oraların adetleri bayram da her gün bir köyde bayram olurmuş.

O da köy kadınları başka bir köye gidip her eve girip bayram yemeklerinden tadarlarmış.

Erkekler ise köy odalarında yine köyün gençleri tarafından ağırlanır bayram yemekleri ikram edilirmiş .

Çok ilginç bir adet ama şahsen ben 20-30 eve gidip yemek yiyemem

Şimdilik bu resimlerle merhaba demiş olayım sizlere orada gittiğim Valla Kanyonu ile ilgili resim ve yazıları daha sonra yayınlayacağım..

Kastamonu asıl adını nasıl almış diye biraz araştırma yaptım;

Bizanslar döneminde Bizans tekfurunun kızı Moni kaleyi kuşatan bir Türk askerine sevdalanır. Moni Kalenin anahtarını dadısına verip Türk beyine gönderir .Kaleyi kuşatması için Türk beyi anahtarı alır .Bu sırada Tekfur kızı Moninin ihanetini öğrenir ve onu kaleden aşağıya atar ve öyle acı çeker ki "Kastın neydi moni" diye bağırır..

Zaman içinde bu Kastamonu olarak kalır bu şehrin adı..

Ne kadar romantik değil mi ?? Bu sefer kısmet olmadı kaleyi görmek ama inş. bir dahakine gidişimde görürüm ..

Neler yaptım Kastamonuda aslına bakılırsa pek anlatacak birşey yok bol bol doğaya bakıp bakıp mis gibi küre dağlarının oksijenini çektim içime

Birde Valla Kanyonunu tepeden izledim.

O kadar yükseğe çıkmama rağmen oarada bile telefon çekmedi. Yetkililere duyururlur :=)

Yemeklerine gelince en meşur olanı biyan kuyu kebabı,Saç üzerinde pişirilen yağlı etli ekmeği,Pastırmalı ekmeği ve tarhana çorbası ile meşhurdur Kastomunu'nun..

Gezilmesi gereken yerleri :

Valla Kanyonu

Kastyamonu saat kulesi

Nusrullah Camii

Evkaya Mezarları

Kastamonu Müzesi

KAstamonu Kalesi

Hükümet Konağı Meydanı

12.11.2010

Ayva Reçeli

Merhaba blogger dostları ve sevgili zityaretçilerim ...

Bu gün sizlere Ayva Reçeli'nin reçetesini vereceğim.

Ayva Reçeli yapmanın tam zamanı ..

Geçtiğimiz haftalarda halam İstanbul'a gelmiş ve onunla pazara çıktığımızda ayva reçelini yapmadığımdan bahsetmiştik tamam hemen alalım ve yapalım dedi sağolsun aldık ve o deneyimli ellerden ayva reçelini pişirdik.

Halam diye demiyorum ama herşeyi nefis yapar .Sarım kız hala çekiyor derler ya bende ona çekmişim

Öyle mi dersiniz ??

Ayva Reçeli

1,5 kilo ayva
1,5 kilo toz şeker
2 çorba kaşığı limon suyu
6 su bardağı su

Hazırlanışı:

Ayvaları güzelce yıkayın.Kabuklarını soyun.Çekirdeklerini çıkartıp minik minik doğrayın. (bir iki tane ayvanın çekirdeklerini tencereye ilave edin.)

Bir tencereye suyu koyun.Ayvaları atıp ayvalar yumuşayana dek pişirin.

Yumuşayan ayvaların üzerine şekeri ilave edip ,şeker eriyene dek karıştırın.

Reçelin şurubu koyulaşana dek kısık ateşte pişirin.

Koyulaşan reçele limon suyunu ilave edip bir taşım daha kaynattıktan sonra ocaktan alın.

Ilıyan reçeli temiz ve kuru bir cam kavanoza koyun.Reçel soğuyunca kapağını kapatıp serin yerde bekletin.

Afiyet bal olsun .

****************************************

Bugünden itibaren 22 kasım tarihine dek bayram dolayısı ile izinli olacağım.O nedenle şimdiden sizlerin mübarek kurban bayramını kutlar daha nice bayramlar dilerim.

Çoğunuzun bildiği gibi Kastamonu'ya gideceğim.Allah'ın izni ile sağ salim gidip geleceğim yeni yeni tarifler ile sizlerle olmayı temenni ediyorum.

Ben gelene dek hepiniz kendinize iyi bakın.Bu mübarek kurban bayramını hakkı ile yaşamanız dileğiyle

Sevgiler

Sevil ..

11.11.2010

Portakallı Kereviz Yemeği

Akşam Yemeği Masam da bulunan Portakallı Kereviz ile bugüne merhaba demek istedim sizlere sevgili dostlar...

Haftanın bu 4. gününde yine harika ve tüm enerjim ile sizlerleyim.

Bugün fazla konuşmadan portakallı nefis kerevizimle başbaşa bırakıyorum...

Tadına bakmamış olan tüm arkadaşlara mutlaka öneriyorum. Kış aylarında yenmesi gereken en önemli sebzelerden biride kereviz hele çocuklara çok faydalı mutlaka yedirmeliyiz / yemeliyiz..

Portakallı Kereviz

2 adet orta boy kereviz
2 adet havuç
2 adet kuru soğan
2 adet kesme şeker
2 adet patates
2 su bardağı portakal suyu
yarım limon
Tuz
Yonca Zeytinyağı
Limon suyu (kerevizi soyduğunda kullanılacak )
1 yemek kaşığı pirinç

Hazırlanışı:

İlk olarak limon suyu bir kaseye alınır .Üzerine su konulur.Soyulan kerevizler bu limonlu suda bekletilir.

Kerevizi pişireceğimiz tavamıza yağ ekleyip küp küp doğradığımız soğanları ekleyin. Hafif kavurduktan sonra doğranmış havucu ilave edin.hafif çevirin.

Üzerine patates ve kerevizi ilave edin. Portakal suyu,yarım limonun suyu,şeker,tuz ve 1 su bardağı sıcak su ilave edin.bir kaç dakika pişirdikten sonra 1 yemek kaşığı yıkanmış pirinci ilave edip karıştırın ve tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte kerevizler pişip suyu çekene dek pişirin.

Afiyet olsun.

10.11.2010

Mor Sultan Salatası (Kırmızı Lahana Salatası )

Günaydın Sevgili blogger dostları ve sevgili ziyaretçilerim .

Kurban bayramı yaklaşırken son hız hazırlıklar devam ediyor benim evde de bayram temizlikleri ve bir yandan da valiz toparlama telaşım devam ediyor.. Havanın bu derece güzel olması içimi daha da bir ferahlatıyor .Aman nazarlardan saklasın diyelim.:=)

Eskiler yani anneanne ve dedelerimiz eğer kasım ayı soğuk başlar ise kış sert geçer ,Eğer kasım ayı sıcak ve ılık bir hava ile başlarsa o kış çok soğuk olmaz derlermiş ..İnşallah dedikleri gibi bu kışı ılık olarak geçiririz.

Gerçi diyeceksiniz şimdi İstanbul zaten çok soğuk olan bir yer değil sen gel Erzurum'a ,Van'a soğuk nasıl yaşanır orada gör diye ..

Haklısınız ama ben soğuk havayı sevmediğimden İstanbul da kalın kazak giydik mi off bugün istanbul çok soğuk donuyorum demeye başlıyorum .Sanırım bu benim psikolojim..

Neyse konuya çok dallandırıp budaklandırmayayım gelelim Mor sultan Salatamıza ..

Bu salatamızda 29 Ekimde hazırladığım Akşam Masama ait bir salata ..

Çok basit ve bir o kadarda lezzetli olan salatayı hepiniz biliyorsunuzdur ama bende arşivimde olsun diye yayınlamak istedim.Şimdiden hepimize afiyet bal olsun..

Kırmızı Lahana Salatası (Mor Sultan)

1 adet orta boy kırmızı lahana

1 yemek kaşığı mayonez (arzuya göre )

Damak tadınıza göre Tuz

3 yemek kaşığı YONCA Zeytinyağı

Yeteri kadar Yoğurt

Hazırlanışı:

Kırmızı lahana yıkanır.Rendenin ince tarafı ile rendelenir.Yoğurt ,mayonez,tuz ve zeytinyağı konulup karıştırılır.

Servis tabağına alınıp maydanoz yaprakları ile süslenir.

Afiyet olsun

9.11.2010

Fasulye Ezmesi

Günaydın sevgili blog dostları ve sevgili ziyaretçilerim.
İstanbul'da yine yazdan kalma bir gün yaşıyoruz.Dilerim bayrama dek hava böyle devam eder ve Bayram da
yine güneşli ılık bir hava ile güzel bir bayram yaşarız ....
Havanın güneşli olması içimde farklı bir heyecan yaşatıyor bana sizde de öyle olur mu ?

Eşimin memleketine Kastamonu'ya ilk kez gidecek olmanın heyecanı sardı beni bakalım nasıl bir yolculuk olacak ne giyeceğim diye her gün en az 10 defa aklımdan geçirir oldum .Hatta biraz abarttım not tutmaya başladım şu gidecek bunu almayı asla unutma diye kırmızı kalemlerle altını çiziyorum yazdıklarımın :=)

Dahası telefon çekmeyen bir köye gideceğim bu güzel mi bilmiyorum .Benim gibi telefonla saatlerce konuşan biri için İnternet yok telefon yok ne yapacağım bol bol sohbet ve kitap okuyup sizleri özleyeceğim sanırım ...

Siz bayram planlarınızı yaptınız mı nerelere gideceksiniz ?.Merak ediyorum hadi yazın bana .....

Gelelim bugünkü tarifimize..
Akrabalarım için hazırladığım akşam masam da en çok beğenilen Aparatiflerimden biri oldu Fasulye Ezmesi ...

Balık yada et yemeklerinin yanına meze olarak yapabileceğiniz mükemmel bir tat
Denemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Bu tarifi bekleyen Yemekaşkı - Seçil ve Teknoanne (Müge Cerman ) için gelsin ..

Fasulye Ezmesi
1 su bardağı haşlanmış Kuru Fasulye
1 yemek kaşığı hardal
1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber
2 yemek kaşığı YONCA zeytinyağ
1 diş sarımsak (dövülmüş yada minicik rendelenmiş )
2 yemek kaşığı limon suyu
Damak tadınıza göre Tuz
Süslemek için: 10-15 adet yeşil zeytin

Hazırlanışı :
Zeytinler hariç tüm malzemeler robota konulur.
Robotta iyice çekildikten sonra tuz ayarı kontrol edilerek servis tabağına alınır.
Üzerine zeytinleri dilimleyerek servis edilir.
Afiyet bal olsun..
Sevgiler

8.11.2010

Roberto Bene ve Pırlanta Sevdam

Genç kızların en büyük hayalidir evlendiğinde eşinin ona tek taş iyi bir pırlanta hediye etmesi ..Ben evlendiğimde hiç pırlanta hevesim yoktu .Sonra sonra çıktı bu sevdam .
Ara sıra interenet'te fiyatlara bakar yada kuyumcuya işim düştüğümde şöyle iç geçirerek bakar fiyatını sorardım .Tabi ki yüksek gelirdi .
Sonraları çalıştığım için her işimi internet başında yapmaya başladım .Daha pratik ve daha kolay oluyor .Hem istediğiniz ürün kapınıza dek gelmiş oluyor..

Geçtiğimiz günlerde bu pırlanta sevdam yeniden kabardı ..
Bir arkadaşım bu hafta sonu evlendi , çok da şık bir yerde yapıldı.Düğüne ait resimleri kısmet olursa ilerleyen günlerde sizlerle paylaşacağım.
Onların düğün telaşı ve yüzük beğenmeleri kolye ve pırlanta alma konuşmalarına şahit oldum .İnternet'te güvenilir bir site ararken Roberto Bene ile karşılaştım .Site içerisinde o kadar çok dolaştım ki bir an kendimi kaybettim .:Hepsinden istiyorum şu kolyeden şu pırlantadan derken birçok ürün beğendim .( ufak bir bütçe ile eşimden izin koparmışken bu fırsatı kaçırmamalıyım diye düşündüm kendimce :=) )
Sıra geldi bu beğendiklerim arasından en güzelini seçmeye ve işte bunu beğendim

.
Ürünü sipariş ettim .Hiç bir kargo ücreti ödemeden teslim aldım.
Öyle ki sipariş ettikten 1 gün sonra elimde olması beni dahada mutlu etti .O nedenle buradan Roberto Bene yetkililerine bu kadar titiz çalıştıkları için teşekkürü bir borç bilirim .
evlenecek kızlar veya eşine ,Annesine yada benim gibi kendine hediye alacak kişiler bu site tam sizin bütçenize ve zevkinize uygun.Hadi bakalım bakın bakalım sizin zevkinize uygun olanlar hangileri ..
Bana yorum yazınki bileyim hangilerini beğenmişsiniz ...(merak ederim sonra )
benim beğendiklerim :

Bu kadar yeter demi .Siz en iyisi siteyi komple gezin ..

Bu bilgileri siteden de ulaşabilirsiniz ama yinede siteyi ve Roberto Beneyi daha yakından tanımanız için bir basın bülteni yayınlamak istedim sizlere..
Buyrun sorusu olan parmak kaldırsın :=)

Biz Kimiz?

Roberto Bene Pırlanta – Türkiye’nin Lider PırlantaSitesi

Bizler Roberto Bene pırlanta ekibi olarak pırlantayı esas işi olarak kabul eden bir kaç firmadan bir tanesiyiz. Pırlanta sevdası ile bütün dünyayı dolaştık. Honk Kong’dan , Bankoka, Antwerp ten, Afrikaya her tarafı gezdik. Sizlere iyi, güzel olan bir pırlantayı daha uygun fiyatlara sunmak için, kendimizi geliştirmek ve sizleri mutlu etmek için.

Yaklaşık 4. senemizde Türkiye’nin her ilinde tek Türkiye’nin değil Avrupanın her ülkesinde, Rusya da, Azerbeycan da, Kazakistan, Özbekistan, Japonya da binlerce müşterimizin %99′u bize teşekkür etti, gülümsedi ve güvendi. Bizde bu müşterilerimizin bize olan güvenlerinin bizim en büyük sermayemiz olduğunu unutmadık. Onları aradık her zaman hatırlarını sorduk, iyi ,kötü günlerini paylaştık.

Sadece müşterilerimiz değil medya da bu samimiyetimizi takdir etti. Hurriyet gazetesinden, Vatan gazetesine, televizyon kanallarından, dergilere herkez yayınladı. Hepsinden teşekkürler aldık.

Bunun dışında sektör içerisinde takip edildik. Hoşumuza gitti

) Senelerin mücevher firmaları sayfanızı sayfa sayfa gezmesi hoşunuza gitmezmi …

Şu anda 25 Milyonluk internet kullanıcıları içinde varmak istediğimiz hedefe az kaldı

Beni kazandılar ya sizi :=)

Roberto Bene Pırlanta, http://www.robertopirlanta.com/ adresi ile bundan 4 yıl önce yayım hayatına başlamıştır. Kurucularından Berkay Cem Altunbay, geçmiş profesyonel hayatını yazılım yaparak kazanırken Türkiye’nin en büyük altın üreticilerinden birine üretim takip yazılımı yapmış ve bu esnada işin detaylarını öğrenmeye başlamıştır. İlerleyen yıllarda pırlantayı öğrenmeye başlamış ve bu ışıldayan taşlar öyle bir sevda halini almış ki, pırlantayı geçen seneler içerisinde gerçek işi olarak kabul etmiş ve yüzde yüz zamanını pırlantaya ayırmıştır. Ortağı Engin Ben ile beraber Roberto Bene Pırlantayı kurarak Türk tüketicilerine internet üzerinden hayal olarak kabul edilmesine rağmen pırlanta satmayı başarmışlardır. Roberto Bene pırlanta ürün gamında pırlanta tektaş yüzük, pırlanta kolye, pırlanta fantazi yüzük, pırlanta alyans, altın alyans, 1 karat ve üzeri pırlanta, pırlanta tria yüzük, pırlanta erkek modelleri, pırlanta özel koleksiyon, pırlanta küpe,pırlanta bileklik, favori altın takı ve pırlanta inci modeller bulunmaktadır. İlerleyen yıllarda kuyumcuların klasik kendi sertifikaları ile sundukları ürünlerin dışında tüm dünyada kabul görmüş uluslararası geçerlilikte sertifikaları gezdikleri fuarlarda görmüş ve Türkiye’de tüm dünyada otorite sayılan bu kurumların sertifikaları ile Türkiye’de pırlanta satmaya başlamışlardır. İlk zamanlarda Türkiye’de I yada H renk pırlantaları getirirken daha sonra çıtalarını yükselterek D-E-F gibi dünyadaki en yüksek en kaliteli pırlantaları Türk tüketicisine sunmuş ve o kadar büyük talep almışlardır ki artık Türkiye’de standart her kuyumcuda satılan pırlanta rengini satmayı kesmişlerdir. Bugüne kadar Türkiye’de internet üzerinden 7000 adede yakın pırlanta takıyı satarak Türkiye’deki pırlanta internet pazarında lider konumlarını korumaya devam etmişlerdir. Türkiye pazarı dışında şu anda Belçika’dan sertifikalı pırlantaları Rusya, Azerbaycan gibi ülkelere direk olarak satışını yapan ender Türk firmalarından bir tanesidir. Robertopirlanta.com gelecek amacı yine teknoloji kanalları ile pırlantayı dünyadaki pırlanta dükkanlarına ulaştıran büyük mücevher firmaları arasına girmektir. Pırlanta ve internet ikilisini bir araya getiren bir Türk firması olarak hedefleri dünya internet pazarında Türkiye’de yakaladığı başarıyı yakalamaktır.

Roberto Bene’yi kim kurdu ?

Roberto Bene’yi Engin Ben ve Berkay Altunbay kurdu….

Kurucuların Hedefleri Nelerdir ?

Müşterisini en üst seviyede mutlu etmek,
Dürüst olmak,
İyi olmak,
Pırlanta dendiğinde Tüketicinin aklına gelen ilk isimler arasında yer almak,
Müşterisine sunduğu pırlantanın kalitesini detaylı anlatmak ve bilinçlendirmek,
Roberto Bene Pırlanta markasını daha büyük kitlelere yaymak ve bunu yaparken servis kalitesinden ödün vermemek,
Kendini, tüm çalışanlarını geliştirmek, teknolojiye ayak uydurmak, öncü olmak,
Var olan sistem içinde değil kendi geliştirdiği sistem içinde yer almak, farklı düşünmek,
Sektör içerisindeki ana kanalların tedarikçisi olmak
Kimberley sürecine %100 uymak

5.11.2010

Akşam Yemeği Menüsü

Günaydın sevgili ziyaretçilerim ve sevgili blog yazarları.Hepinize hayırlı bir cuma ve şimdiden güzel bir hafta sonu diliyorum..

Geçen hafta sonu Almanyadan dayım ve Ankaradan halamlar annemi ziyaret amaçlı gelmişlerdi.Annemin kemoterapi aldığı haftaya denk gelince bunu fırsat bilen ben tüm aileyi bir arada yemek yiyelim dedim..

Sağolsunlar kırmadılar ve 29 ekim Akşamı yemeğe geldiler..Elimden geldiğince onların sevdiği yemekleri yapmaya özen gösterdim Umarım layıkı ile ağırlamışımdır sizleri sevgili ailem..

Annemi soran tüm dostlara çok teşekkür ediyorum.Annem 5. kemoterapisini aldı ve bayram sonunda SON kemoterapisini alacak ve inşallah Allahın izni ile son olacak .Dualarında bizleri annemi unutmayan tüm dostlara selam olsun .

Dayım ve yengem Almanya'dan geldiklerinden dolayı balığa bir hasrettiler onlara özel balık buğulama vardı menümüzde .Annemden aldığım övgüyü sizlerle paylaşmadan edemiyeceğim.Soframı ve yemeklerimin tadını okadar çok beğenmişki her yemek için eline sağlık kızımın demesi bana daha da gurur verdi .Annecim ben kimin kızıyım olsun o kadar değil mi :=)

Kalabalık bir aile'ye sahip olduğumu daha önce de söylemiştim.Gerçi anne ve baba tarafı akrabalarım şehir dışı yada ülke dışında da olsa bağımızı hiç koparmayız.Hele Almaya'da yaşayanların belli bir ücret ödeyip sonra telefonları bedava olunca artık yemek tarifinden tutun da bugün neler yaptığına kadar uzun uzun konuşur olduk .Bazen tam sofra başında annem saatlerce konuşunca kızsam da hoşuma gidiyor sevdiklerimden haber almak .

Yeri gelmişken söylemek istiyorum. Büyükannecim ve Büyükbabacım sizleri çok özledim Yaz ayının gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.Allah'ın izni ile bu yaz sizi bol bol görüceğim

Bu kadar aile detaylarına inmek yeter değil mi ?

Artık gelelim soframızda neler vardı.?

Çorba olarak ezo gelin çorbası yapmayı planlıyordum ki KNORR ailesinden bir paket geldi.Pek hazır çorba kullanmam ve sevmem ama Knorr'un TUTMAÇ çorbası var ki inanılmaz sevdim .Bu soframda da Tutmaç çorbasına yer vemek istedim .Benim gibi Dayımlar da çok beğendi.Tatmayanlara tatmalarını öneriyorum.Hiç bir zaman ön yargılı olmayalım ve her lezzeti tadalım sonra fikrimiz olsun değil mi ??

Daha önceden tarifini verdiklerimi renkli yazacağım üzerine tıklayarak tariflere ulaşabilirsiniz.

Masa örtüsü,Runner ve bu çok cici peçetelikler LSİ Agency ait .Daha çok model ve güzellikle dolu işte sizlere telefon numarası (0212-231 61 23 ) benden aldığınızı söyleyin sizlere indirim yapacaklar :=)

Kırmızı kadehlerim PAŞABAHÇE

Yemek takımım ESSE, Çatal Kaşık Takımım KARACA

Fasulye Ezmesi

Milföy' Hamuru'ndan Kol Böreği

Mor Sultan Salatası

Portakallı Kereviz Yemeği

Patates Oturtma

Derder Pilavı

Hamsi buğulama

Üç Renkli Tatlı

4.11.2010

Merhaba Zeynep Neva

Dünkü postum'da sevgili Birsen'in bebeği Zeynep Neva'yı görmeye gideceğimi yazmıştım. Merak etmeyin hepinizden selam götürdüm.

Zeynep Neva'dan azıcık bahsetmek istiyorum Allahım çok tatlı bembeyaz güzel mi güzel bir prenses..
Aysu'cuğumla gittik .Her ne kadar orada yanına yaklaşmasa da eve gelene dek ve eve geldiğinde babamıza Zeynep Neva'yı anlata anlata bitiremedi :=)
Zeynep Annesi gibi güzel ve bembeyaz teni ile çok tatlı bir bebiş..
Birsencim zeynepin geceleri uyumamasından ve gündüzleri çok uyumasından şikayet ediyor .Ee daha çok ufak annesi alışacak :=)

(Bu resim birsenin sitesinden alınmıştır..)
Zeynep neva 04 Ekim 2010 tarihinde dünyaya geldi . Ogün annem Kemoterapi aldığından yanına gidememiştim. Birsencim sevgili Tümay'a yaptığımız Baby Shower partisi görünce tabi doğal olarak bana çok kırılmış.
Kırılma balım kırılma sana daha da güzelini yapacağız ve "Hoşgeldin Zeynep Neva " diyeceğiz İnşallah.. dedim ve azda olsa gönlünü aldım .
Bebek ziyareti az olur dedik ve evde bekleyen hasta babamıza bakmak için izin istedik. Zeynep Neva'yı kokladım ve o mis kokudan sizlere de getirdim.

Hayatımıza hoşgeldin Zeynep Neva..

3.11.2010

Türbanlı Elma Tatlısı

Merhaba tüm ziyaretçilerime ve blog arkadaşlarım.İstanbul pastırma yazı yaşıyor .Diğer illerdeki arkadaşlarım sizler söyleyin sizin oralarda durum nasıl ..

Bugün farklı bir heyecan var içimde birsen arkadaşımı hepiniz tanıyorsunuz .Zeynep neva doğduğundan bu yana gidememiştim.Bu gün kısmet olursa birsencenin yanına gidicem merak etmeyin hepinizden selam götürürüm :=)

Zeynep Nevayı çok merak ediyorum.Aysucum'da benimle gelecek .Babamız biraz hasta olduğundan fazla kalamıcaz ama olsun azıcıkta olsa hasret gidermeye gidicem inşallah..

Gelelim tatlımıza çok basit ve değişik bir tatlı istiyor iseniz mutlaka denemelisiniz.

Tarif kayınvalideme ait ..

TuzBİBER dergisi Ekim sayısı için yayınlamıştım.burada da paylaşmak istedim.

Bu arada yeni sayımız çıktı hala okumadı iseniz hemen tık tık yapıyoruz :=)

Sizlere keyifli okumalar ve güzel sağlık dolu bir gün diliyorum.Yarın zeynep Neva ile ilgili yazımı yazarım inş.

Sevgilerimle

Sevil

Türbanlı Elma Tatlısı

Malzemeler:

8 adet Elma

3-4 adet Yumurta akı

1 kahve kaşığı Tarçın

1 kahve kaşığı Yenibahar

yarım paket Vaniya

1,5 su bardağı Şeker

1 avuç dövülmüş Fındık

1 çorba kaşığı Kuş Üzümü

Hazırlanışı:

Elmalar bütün halde iken ortaları çıkartılır.Elmalar soyulup yıkanır.Bir tencere içerisine konur.

1 su bardağı ve 1,5 su bardağı şeker üzerine dökülür .Ocağın altı yakılıp tencerenin kapağı kapatılır.Elmalar yumşayana dek pişirilir.Şurup koyulaşmış halde olunca elmalar süzülerek alınır bir fırın tepsisine konur.

bir kase içerisinde kuş üzümü, fındık, tarçın,vanilya ve yenibahar karıştırılır.Elmaların ortalarına bu karışım doldurulur.

Yumurta akları başka bir kapta mikserle çırpılır ve sıcak olan şuruba konur.(elmalardan kalan suya yani)

Mikser yardımı ile şurup ve yumurta akları krema kıvamına gelene dek çırpılır.

Kremayı elmaların her yerine güzelce sürün.Altta kalan şerbeti kullanmayın.

krema sürülmüş elmaları 150* de üzeri kızarana dek pişirin yanında dondurma ile servis edin.

Afiyet olsun..